Site içi SEO optimizasyonuna yönelik yazılarımıza bulduğum her fırsatta devam etmek istiyorum. Daha önceki SEO eğitim makalelerime buraya tıklayarak üzerinden ulaşabilirsiniz.
SEO çalışmaları için sayfalarınızın yüklenme hızını optimize edin!
Bu adımda, sitenizin performansını artırmak için ihtiyacınız olacak araçlardan bahsetmek istiyorum.
Yazı İçeriği
Sayfa yükleme süreniz ne kadar kısa olursa kullanıcıların sitenizi tercih etme sıklığı artacağı için arama motorlarının da bu duruma kayıtsız kalmasını beklemek yanlış olacaktır. Bu aşama diğer maddelerde bahsettiğimiz gibi sıralamanızı belirtecek bir faktör olmasa bile, özellikle UX açısından web sitenizi optimize etmenizi öneririm. Bir kullanıcı sitenize tıkladığında, birkaç saniye içinde gelip gelmeyeceğine karar verir. KissMetrics’e göre, ziyaretçilerin %47’si bir web sayfasının 2 saniye veya daha kısa bir sürede yüklenmesini bekliyor ve %40’ı ise bir web sitesinin yüklemek için 3 saniyeden fazla zaman harcıyor. Ziyaretçilerinizi kaçırmak istemiyorsanız, içeriğinizin bu zaman aralığında yüklendiğinden emin olmalısınız. İhtiyacınız olan analizler için, aşağıdaki araçları kullanabilirsiniz.
- PageSpeed insight veya TestMySite
- GTMetrix – Sıklıkla kullanırım, sizlere de öneririm 🙂
- Pingdom
Sitenizi SSL şifreleme ile güvenilir hale getirin.
Birçok SEO uzmanı SSL’in siteye sadece güvenilir kattığını düşünse de, SSL kullanımı siteniz için bir sıralama faktörüdür. Google, içeriklerinizi sitenizde güvence altına almanın bir yolu olan SSL şifrelemesini 2014 yılında bir sıralama faktörü olarak sundu ve 2017 yılında SSL kullanımı bir hayli artmış vaziyette.
SSL için hosting şirketinizle iletişime geçerek ihtiyacınız doğrultusunda SSL sertifikası satın alabilir, sitenize biraz daha yatırım yapmış olursunuz. Bunu arama sonuçlarında yükselmek adına yapmasanız bile, müşterilerinizin bilgilerini daha güvenli hale getirmek için kullanabilirsiniz.
Tekrarlanan-Kopya içeriği sitenizde barındırmayın!
Google, yinelenen içeriği görmekten nefret eder . Bir metin parçası zaten İnternet’te bir yerde görünüyorsa, neden tekrar başka bir yerde olması gerekir ki?
Ancak, bir metini hiçbir zaman kopyalamamış olsanız bile, sitenizde yinelenen içeriğe sahip olmak mümkündür (ve aslında oldukça yaygın bir kullanım hatasıdır.); Bazen Google, HTTP ve HTTPS sürümü gibi tek bir web sayfasının iki ayrı sürümünü dizine ekleyerek siteniz içerisinde bulunan sayfa yada sayfaların kopya içerik olduğu kanıtına varabilir. Bu hataları hızlı ve kolay bir şekilde kontrol etmek ve sayfanın sadece bir sürümünü Google’a belirtebilmek için Google Search Console‘u kullanabilir, mevcut içeriğin yenilenip-yenilenmediğini öğrenmek için ise SiteLiner gibi bir üçüncü parti aracı kullanabilirsiniz.
rel=canonical etiketlerini kullanın.
Sitenizde bulunan tekrarlanan içerik sayfalarını yönetmenin bir diğer yolu da canonical yapısını kullanmaktır. Örneğin, siteniz hem “HTTP” hem de “HTTPS” yapısıyla açılıyorsa, her iki sayfada da aslolan sayfayı belirtmek için canonical yapısını kullanabilirsiniz. Bu etiketler, Google’a hangi sayfanın “kanonik” veya kabul edilen sayfa olması gerektiğini ve hangisinin yoksayılacağını söyler; Bu yapının, bir sayfayı robots.txt aracılığıyla tamamen arama motorlarının erişemeyeceği yapıya getirmekten tamamen farklı olduğunu unutmayın.
Canonical yapısıyla ilgili daha fazla bilgi almak için daha önce hazırladığım canonical kullanımı makalemi inceleyebilirsiniz.
İçeriğinizi kategorize edin ve düzenleyin.
Yukarıdaki işlemleri yaptıktan sonra, tüm içeriğinizi kategorilerde ve alt kategorilerde iyi bir şekilde organize etmeniz gerekiyor. Bu sayede Google, bu içerikleri daha düzenli görebilir ve içeriğinizin ne hakkında olduğunu anlamak için oluşturduğunuz kategorileri kullanabilir; Ayrıca, hedeflediğiniz bazı anahtar kelimeleri bu kategorilerde kullanmak sizin için bir fırsattır.
En kısa sürede yazının devamını yazacağım, takipte kalın 🙂